Tsukiko, astroloji ile ilgili bir okulda okumak isteyen bir kızdır ve şehrin dışındaki bir akademiye kaydolur. Bu akademideki tek kız öğrenci kendisidir ve 12 burcu temsil eden yakışıklı arkadaşlar da etrafında pervane olmaktadır. Bazıları ile tanışıklığı geçmişe dayansa da bazıları ile yeni yeni tanışmakta olan Tsukiko, bu sevimli çocukların yanında öğretim hayatına nasıl devam edecektir artık Allah bilir.
Klasik bir sürü erkeğin arasında paylaşılamayan kız temalı 26 bölümlük bir anime ama bana fazla bayık geldi. Bu türün daha keyifli olanlar mevcut. Kızın etrafında her burçtan adam var, seçsin beğensin alsın artık. "Ay koç burcu mu lanet gelsin!" veya "Şekerim boğa burcu erkeğinden uzak duracaksın, çapkın oluyorlar" kızları keyifle izleyebilir belki... :)
25 Şubat 2015 Çarşamba
Yami Shibai
Japon korku hikayeleri malumunuz epey meşhur. Bunlardan yola çıkılarak uydurulmuş filmlere bi ara Hollywood bile el atmıştı. Yami Shibai de bu hikayeleri beşer dakikalık bölümler halinde sunan bir anime. Enteresan bir animasyon tekniği de geliştirmişler bunun için... Bazı bölümler cidden korkutsa da bazıları ööeehh dedirtti sadece.
Anime 2 sezondan oluşuyor. Biraz ürkeyim, neymiş bu Japon korku hikayeleri falan derseniz, hepi topu 5 dakikalık bölümleri izleyin ve keyif almaya bakın.
Anime 2 sezondan oluşuyor. Biraz ürkeyim, neymiş bu Japon korku hikayeleri falan derseniz, hepi topu 5 dakikalık bölümleri izleyin ve keyif almaya bakın.
![]() |
bir sahne |
![]() |
bir sahne daha |
Sınırdaki Ev - William Hope Hodgson
İki arkadaş kamp yapmak için gittikleri bölgede, ilginç bir orman bulurlar. Bu ormanlık arazinin otasında bi çukur (muhtemelen obruk), bu çukurun tam sınırında da büyük bir evin kalıntıları vardır. Arkadaşlar orada etrafa bakarken bir günlük bulurlar. Ormandan ve çukurdan rahatsız olan iki arkadaş kamp alanına geri dönerler ve günlüğü okumaya başlarlar.
Günlük, bir zamanlar çukurun kenarındaki büyük malikanenin sahibine aittir. Kız kardeşi ve köpeği ile beraber yaşayan bu adam, malikaneyi ucuza almış ve o arazide yaşamaya başlamıştır. Çok geçmeden çukur ve çevresinde tuhaf olaylara şahit olmuştur ve bunları günlüğüne yazmıştır. Günlük korkutucu başlayıp, kozmik anılara doğru giden tuhaf hikayeler ile doludur.
Kitap, korkutucu bir hikaye olarak başlasa da, ilk başladığı noktadan çok farklı bir yönde devam ediyor. Hikayeyi anlatan günlük sahibi, tüm bunları uydurmuş bir şizofren miydi, yoksa cidden bu olaylar yaşanmış mıydı bilemiyorsunuz. Yeraltı edebiyatı sevenler buyursun diyorum. Ben sevdim ve kısa sürede de bitirdim.
Günlük, bir zamanlar çukurun kenarındaki büyük malikanenin sahibine aittir. Kız kardeşi ve köpeği ile beraber yaşayan bu adam, malikaneyi ucuza almış ve o arazide yaşamaya başlamıştır. Çok geçmeden çukur ve çevresinde tuhaf olaylara şahit olmuştur ve bunları günlüğüne yazmıştır. Günlük korkutucu başlayıp, kozmik anılara doğru giden tuhaf hikayeler ile doludur.
Kitap, korkutucu bir hikaye olarak başlasa da, ilk başladığı noktadan çok farklı bir yönde devam ediyor. Hikayeyi anlatan günlük sahibi, tüm bunları uydurmuş bir şizofren miydi, yoksa cidden bu olaylar yaşanmış mıydı bilemiyorsunuz. Yeraltı edebiyatı sevenler buyursun diyorum. Ben sevdim ve kısa sürede de bitirdim.
14 Şubat 2015 Cumartesi
Türk Diplomatın Kızı - Deniz Goran
Baskıcı diplomat babasından ve tüm o sosyetik kasıntı ortamlardan bunalan diplomatın kızı, genç yaşlarda keşfettiği cinselliğini hür olarak yaşamaktadır. Genelde yaşça kendisinden epey büyük erkeklerle ilişkiler yaşamakta, Londra'da çeşitli ortamlara girmektedir. Bu kitap da, girdiği ortamları, erkek arkadaşları ile geçirdiği vakitleri, kadın-erkek bu alemde var olmaya çalışan çeşitli insan tiplerini anlattığı erotik içerikli bir roman olmuş. Hikaye birinci ağızdan anlatılmasına rağmen ne kızın adı ne de etkileşimde bulunduğu insanların adı verilmiş. Kod isimler kullanılmış.
Açıkçası bu kitaba başladığımda erotik bir içerik beklemiyordum. Zengin bir kızın sosyetik hayatını okuyacağım sanmıştım. Ancak kızın yer yer extreme denilebilecek bir cinsel yaşamı var. Çeşitli milletlerden çeşitli adamlarla, özellikle de kendisi 20'li yaşlarda olmasına rağmen 40 yaş ve üzeri kişiler ile ilişki yaşaması enteresan. Gerçi roman gerçek bir temele dayanmasa da yarı gerçeklik içeriyormuş. Yazar Selin Tamtekin, ki bu romanda takma ad kullanmış, gerçek bir diplomat kızı. Ancak bu olayları kendisinin yaşamadığını, çevresinde çokça denk geldiğini, bu gördüklerini de romanlaştırması gerektiğini düşündüğünü söylemiş. Kitap ilk olarak ingilizce basılmış, sonra türkçeye çevrilmiş. Çabuk okunan sade bir dili var.
Açıkçası bu kitaba başladığımda erotik bir içerik beklemiyordum. Zengin bir kızın sosyetik hayatını okuyacağım sanmıştım. Ancak kızın yer yer extreme denilebilecek bir cinsel yaşamı var. Çeşitli milletlerden çeşitli adamlarla, özellikle de kendisi 20'li yaşlarda olmasına rağmen 40 yaş ve üzeri kişiler ile ilişki yaşaması enteresan. Gerçi roman gerçek bir temele dayanmasa da yarı gerçeklik içeriyormuş. Yazar Selin Tamtekin, ki bu romanda takma ad kullanmış, gerçek bir diplomat kızı. Ancak bu olayları kendisinin yaşamadığını, çevresinde çokça denk geldiğini, bu gördüklerini de romanlaştırması gerektiğini düşündüğünü söylemiş. Kitap ilk olarak ingilizce basılmış, sonra türkçeye çevrilmiş. Çabuk okunan sade bir dili var.
Kırmızı Pazartesi - Gabriel Garcia Marquez
Santiago Nasar arap asıllı çapkın bir ispanyoldur ve Angela isimli hatunun abileri tarafından namus cinayetine kurban gider. Kitap Santiago'nun öldürülüşü ile başlar. İşin kötü tarafı bu cinayettten tüm kasabanın haberinin olması ancak kimsenin engellemeye teşebbüs bile etmemesidir. Angela ise evlendiği zengin adam tarafından bakire olmadığı gerekçesiyle kapıya konulmuştur ev bunun bir bedeli olmalıdır. Kitap cinayet, katil ve maktul bilinerek başlar ve olaylar sondan başa doğru anlatılırken, tekrar sona gelinerek biter.
Hayatımda pek çok cinayet romanı okumuş olmama rağmen bu kadar usta bir işleniş görmemiştim. İki günde bitti zaten. Büyük yazarın, ince ama büyük bir romanı.
Bu arada kitabın 1987 yapımı bir de filmi var. Ornella Muti, Rupert Everett ve Anthony Delon başrollerde oynamış.
Hayatımda pek çok cinayet romanı okumuş olmama rağmen bu kadar usta bir işleniş görmemiştim. İki günde bitti zaten. Büyük yazarın, ince ama büyük bir romanı.
Bu arada kitabın 1987 yapımı bir de filmi var. Ornella Muti, Rupert Everett ve Anthony Delon başrollerde oynamış.
Brothers Conflict
Kızımız
Chi'nin babası, yememiş içmemiş 13 erkek evlat doğurmuş bir kadın ile
evlenir. Bu evlilik ile Chi de 13 erkek kardeş(!) ile yaşamaya başlar. Çeşitli meslek gruplarına mensup ve çeşitli yaşlardaki bu 13 erkek kardeş kızımıza pek yakın davranırlar. Öyle ki keşiş olan abi bile Chi'ye yazılmaktadır. Eşcinsel olan dahi cinsel tercihini sorgulama noktasına gelir. Seiyuu olan biraderler birbirine girerken, sporcu olan kardeş ise aralarında sanırım en masumane olanlarıdır. Chi ise saflıkta son noktadır, "abim beni öptü ama biz kadeşiz aslında kardeş kardeş takılıyoruz" salaklığı takdire şayandır.
12 bölüm ve 1 adet özel bölümden oluşan Brother Conflict devamı beklenen animeler arasında çünkü bu seri bittiğinde mangası halen devam ediyormuş. Eğlencelik olarak izlenebilir. Tabii kızlara hitap ettiğini söylememe gerek yok. ;)
12 bölüm ve 1 adet özel bölümden oluşan Brother Conflict devamı beklenen animeler arasında çünkü bu seri bittiğinde mangası halen devam ediyormuş. Eğlencelik olarak izlenebilir. Tabii kızlara hitap ettiğini söylememe gerek yok. ;)
7 Şubat 2015 Cumartesi
Kumpanya - Sait Faik Abasıyanık
Kitapta 3 hikaye yer almakta : Kumpanya, Kriz ve Gauthar Cambazhanesi
Kumpanya hikayesinde, iki arkadaş bir kumpanya kurmaya karar verirler ve bunun için para bulma işine girişirler. Bu kumpanyada da Sitare adında güzel bir kızı oynatmayı düşünmektedirler. Kumpanyayı kurarlar ancak ilk gittikleri yerde sorunlar baş gösterir. İki arkadaş da Sitare'ye gönül vermektedir ve arkadaşlıklarına vurulan darbe kişilerin iç dünyasında anlatılır. İkinci hikaye Kriz'de ise Miralay Rıza Bey'in oğlu Necmi'nin hayatından kesitler sunulmakta. Üçüncü hikayede ise Fransa'da Gauthar Sirki etrafında gelişen olaylar anlatılmış.
Klasik Türk Edebiyatı seviyorsanız, öykülerden de hoşlanıyorsanız, Sait Faik'in bununla beraber birçok eserini okuyun derim.
Kumpanya hikayesinde, iki arkadaş bir kumpanya kurmaya karar verirler ve bunun için para bulma işine girişirler. Bu kumpanyada da Sitare adında güzel bir kızı oynatmayı düşünmektedirler. Kumpanyayı kurarlar ancak ilk gittikleri yerde sorunlar baş gösterir. İki arkadaş da Sitare'ye gönül vermektedir ve arkadaşlıklarına vurulan darbe kişilerin iç dünyasında anlatılır. İkinci hikaye Kriz'de ise Miralay Rıza Bey'in oğlu Necmi'nin hayatından kesitler sunulmakta. Üçüncü hikayede ise Fransa'da Gauthar Sirki etrafında gelişen olaylar anlatılmış.
Klasik Türk Edebiyatı seviyorsanız, öykülerden de hoşlanıyorsanız, Sait Faik'in bununla beraber birçok eserini okuyun derim.
Grace Kelly Biyografi - Donald Spoto
Grace Kelly, milli sporcu bir anne ve babanın üçüncü çocuğu olarak dünyaya gelir ve yine sporcu abi ve ablasının gölgesinde kalır. Babası Grace'in sanat ile uğraşmasını hep boş bulmaktadır ve ona göre o da milli bir sporcu olmalıdır. Ancak Grace'in naif ve zarif kişiliği buna pek uygun değildir. Sadece tiyatro yapmak isterken kendisini Hollywood dünyasının içinde bulur. Hiçbir zaman Hollywood'u çok sevmez ama Monaco Prensi ile tanışmasına ve Prenses ünvanı almasına ön ayak olan yine Hollywood olacaktır...
Grace Kelly'nin aktristlikten Monaco Prensesliğine uzanan yaşam öyküsünün anlatıldığı güzel bir biyografi. Kendisi ile yapılan söyleşilere, filmlerinde sahnelerin bazılarına, yaşadığı veya yaşadığı iddia edilip ispatlanamayan aşklarına da değinilmiş. Biyografi sevenler okusun derim.
Not: Aynı yazarın Audrey Hepburn üzerine de bir kitabı var. Onu da okumayı düşünüyorum.
Grace Kelly'nin aktristlikten Monaco Prensesliğine uzanan yaşam öyküsünün anlatıldığı güzel bir biyografi. Kendisi ile yapılan söyleşilere, filmlerinde sahnelerin bazılarına, yaşadığı veya yaşadığı iddia edilip ispatlanamayan aşklarına da değinilmiş. Biyografi sevenler okusun derim.
Not: Aynı yazarın Audrey Hepburn üzerine de bir kitabı var. Onu da okumayı düşünüyorum.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)